FARK YARATMAK İÇİN YOLA ÇIKTIK…
Biz fark arayan, fark yaratan ve fark atanlardanız.
Biz yinelemenin, kendini tekrar etmenin, yapılmışı yapmanın peşinde değil sürekli yenilik ve farklılığın peşinde koşanlardanız.
Louren Iseley’in bir öyküsü bizi çok iyi yansıtır. “Bir zamanlar yazılarını yazmak üzere okyanus sahiline giden bir yazar varmış. Yazı yazmaya başlamadan önce, sahilde yürüyüş yaparmış. Bir gün sahilde yürürken plaja doğru baktığında, hareketlerinden dans ettiğini sandığı birisini görmüş. Başlayan güne dans ederek giren biri olabileceğini düşünerek gülümsemiş ve ona doğru yürümeye başlamış. Yaklaştıkça, onun genç bir adam olduğunu ve aslında dans etmediğini görmüş. Genç adam; birkaç adım koşuyor, yerden bir şey alıyor ve yumuşak seri bir hareketle okyanusa doğru fırlatıyormuş. Biraz daha yaklaşınca yazar seslenmiş:
-Günaydın. Ne yapıyorsun böyle?
Genç adam durmuş, başını kaldırmış ve cevap vermiş;
- Okyanusa deniz yıldızı atıyorum.
- Neden okyanusa deniz yıldızlarını atıyorsun?
- Güneş çoktan yükseldi ve sular çekilmek üzere. Eğer onları suya atmazsam kuruyup ölecekler.
- Fakat delikanlı, görmüyor musun ki kilometrelerce sahil var ve baştan aşağı deniz yıldızıyla dolu, hiçbir şey farketmez.
Genç adam kibarca dinlemiş, eğilerek yerden bir deniz yıldızı daha almış, dalgalanan denize doğru fırlatmış ve;
- O’nun için farketti. Demiş.
Aldığı bu cevap yazarı şaşırtmış. Ne söyleyeceğini bilememiş. Geriye dönüp yazısını yazmak üzere kulübesine gitmiş. Gün boyunca bir şeyler yazmaya çalışırken sabah olanlar aklından hiç çıkmamış. Genç adamın yaptığının aslında dünyada bir gözlemci olmayı ve olanı biteni izlemeyi değil, dünyada bir oyuncu olmayı ve bir fark yaratmayı seçmek olduğunu anlamış. Ertesi sabah olduğunda, yataktan kalkmış, giyinmiş ve sahile inmiş, o genci bulmuş. Bütün sabahı genç adamla beraber okyanusa deniz yıldızı atarak geçirmiş.”
İşte biz de tam olarak bunu yapıyor okyanusa bir deniz yıldızı da biz atıyor ve farklılığın, fark yaratmanın peşinde koşuyoruz.
İnsanlık olarak bizi farklı ve güçlü kılan en önemli özelliğimiz; hayal kurma becerimizdir. İnsanlık tarihindeki birçok gelişme vazgeçilmeyen bir hayalin sonucunda gerçekleşmiştir. 1997 yılında yola çıkarken iddialı bir hayalimiz vardı; üretimi çevreyi koruyarak doğaya saygı duyarak ve ödün vermeksizin gerçekleştirmek.
Bu hayal doğrultusunda “GELECEK BUGÜNDÜR”ü vizyonumuz ve “Yeni neslin ihtiyaçlarının gelecek nesillerin ihtiyaçlarından ödün vermeden karşılanması”nı da misyonumuz olarak belirledik.
Lao Tzu’nun “Koca bir ağaç küçük bir sürgünden gelişir. Dokuz katlı bir kulenin yapımına küçük bir toprak yığınıyla başlanır. Binlerce kilometrelik bir yolculuk tek bir adımla başlar” sözünü kendimize örnek alarak hayallerimizi gerçek kılmak için sürekli bir kararlılık ve kararlı bir süreklilikle vazgeçmeden adımlar atarak yolumuza devam ettik.
Geldiğimiz noktada bugün Gama Recycle, başta ülkemiz Türkiye olmak üzere tüm dünyada geri dönüşüm farkındalığı oluşturmak ve yaşanabilir bir gelecek için faaliyete geçerek değer üretmeyi amaç edinen 700 kişilik dev bir çevre gönüllüsü aile halini almış durumda.
Yolumuz daha uzun, atacağımız daha çok adım var bunu biliyor ve azimle çalışmaya devam ediyoruz. Gama Recycle’ın geri dönüşümde dünyanın lider şirketleri arasında zirvedeki yerini alacağı güne doğru kararlı ve emin bir şekilde ilerliyoruz.
Sürdürülebilirliğin söylem ve satırların ötesinde eyleme geçirilmesi için kurumsal ve toplumsal çıkarların işbirliği içinde ortak paydada buluşması ve birbirini desteklemesi gerektiğini biliyoruz. Sadece kar ve verimlilik odaklı düşünmeyen, içinde yaşadığımız dünyayı ve gelecek nesilleri önemseyen stratejilerimiz ve üretimimiz ile sosyal ve çevresel konularda sorumlu olduğumuz bilinciyle topluma değer katmaya kararlıyız.
Gama Recycle olarak temel felsefemiz, her hücremize sinmiş olan kurucumuzun ifade ettiği “Biz yaşadığımız çevreyi babalarımızdan miras almadık, çocuklarımız ve torunlarımızdan ödünç aldık” düşüncesini hayatımızın her anında, attığımız her adımda, aldığımız her kararda ve üretim süreçlerimizde bize ışık tutacak şekilde aklımızdan çıkarmamaktır.
Bizi her sabah ayağa kaldıran en önemli motivasyon kaynağımız; çocuklarımızın da hayaller kurup hayallerini yeşerterek hayata geçirebilecekleri yaşanabilir bir doğayı, temiz bir çevreyi ve korunmuş doğal kaynakları onlara bırakmaktır.
GELECEK BUGÜNDÜR…